şiddete-hayır

Eklenme tarihi: 21/11/2024 – 16:26

Son güncellenme tarihi: 21/11/2024 – 16:26


Türkiye’de kadın cinayetleri, son yıllarda ciddi bir toplumsal sorun hâline gelmiş durumda. 2021’de Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesi, kadın hakları

savunucuları tarafından ciddi eleştiriler aldı ve bu çekilmenin ardından kadın cinayetlerinde artış gözlemlendi.

2024 yılına gelindiğinde, kadın cinayetleri hâlâ ülke genelinde büyük bir sorun olarak devam ediyor.

 

Kadın Cinayetlerinin Durumu

  • 2024 yılına kadar Türkiye’de en az 996 kadın öldürüldü ve 748 kadın ise şüpheli ölümlerle yaşamını yitirdi.

Bu cinayetlerin büyük çoğunluğu, kadınların partnerleri, eski partnerleri veya aile üyeleri tarafından işleniyor.

  • Cinayetlerde sıklıkla ateşli silahlar kullanılıyor ve bu da şiddetin ne kadar ölümcül hâle geldiğini gösteriyor.
  • Cinayetlerin çoğu, boşanma ya da ayrılık süreçlerinde ya da kadının kendi yaşamı üzerinde kontrol sahibi olma isteğiyle bağlantılı.

 

Nedenler

  1. Eğitim Eksikliği: Eğitim seviyesi düşük olan bölgelerde çocuk evlilikleri daha yaygındır. Kız çocuklarının eğitimine önem verilmemesi ve erken yaşta evlenmelerinin teşvik edilmesi bu sorunun temel nedenlerinden biridir.
  2. Yoksulluk: Maddi imkansızlıklar, aileleri kız çocuklarını erken yaşta evlendirmeye iten bir diğer etken dir. Aileler, ekonomik yüklerinden kurtulmak için çocuklarını evlendirme yoluna gidebiliyor.
  3. Geleneksel ve Kültürel Normlar: Bazı kırsal ve geleneksel toplumlarda, erken yaşta evlilik bir normal olarak kabul edilir. Aileler, kız çocuklarını erken yaşta evlendirmenin sosyal bir gereklilik olduğunu düşünebilirler.
  4. Toplumsal Baskılar: Özellikle kırsal kesimlerde, kız çocuklarının evlenmemesi “Ayıp” veya “Eksiklik” olarak görülebilir, bu da çocuk yaşta evliliklere neden olabilir.

 

Sonuçlar

  • Çocuk yaşta evlenen kızlar eğitim hayatlarını tamamlayamadıkları için ekonomik bağımsızlık kazanamazlar.
  • Erken yaşta anne olan çocuklar hem fiziksel hem de psikolojik açıdan olumsuz etkilenirler.
  • Çocuk evlilikleri, kadınların toplumsal hayatta geri planda kalmalarına, sağlık sorunları yaşamalarına ve aile içi şiddet riskinin artmasına neden olabilir.

Türkiye’de çocuk evlilikleriyle mücadele için hukuki adımlar atılmasına rağmen, bu sorun özellikle kırsal kesimlerde ve geleneksel yapının baskın olduğu bölgelerde devam etmektedir. 18 yaş altı evlilikler yasadışıdır ve çocukları koruma yasaları bu konuda devrede olsa da yasal boşluklar ve geleneksel alışkanlıklar bu sorunun çözümünü zorlaştırmaktadır.

Bu konuda farkındalık oluşturulması, eğitim seviyesinin yükseltilmesi ve çocuk haklarının korunması için daha fazla çaba harcanması gerekmektedir.

 

 

Ebeveyn olarak çocukluktan itibaren kötü örnek oluyoruz evlatlarımıza. Hep nesilden nesle aktarılıyor yanlış bildiklerimiz, belki örf adet dediğimiz şeyler. Belki ben bu acıları yaşadım çocuklarım yaşamasın diye rahat yetiştiriyoruz. Peki ya sonra ne mi oluyor, baş edilemez gençler yetiştirmiş oluyoruz!

“Aman bir şey olmaz. Aman yapsın çocuk. Erkek çocuğu…” diye diye bu hâle getiriyoruz gençliği baş edilemez önüne geçilemez bir hâl alıyor, hatta öyle bir hâl alıyor ki genç kızlarımız sokakta rahat yürüyemez hâle geliyor korkularından kulaklık takıp müzik dinleyerek yürüyemiyor aksam hava kararır kararmaz evin yolunu tutuyorlar. Gecenin bir vakti sokakta oynayan çocuklardık bizler saklambaç oynar yakan top oynar çamurda oynar koşar eylenirdik.

 

Peki ya şimdi ne oldu?

Artık bırak kızlarımız oyun oynamayı birine selam vermeye korkar oldu. Genç kızlarımız işe gidip gelirken çantalarında biber gazı taşır oldu, her an bir şey olacak korkusuyla gününü doldurur oldu. Çalışmak zorunda bırakılan çocuklarımızdan bahsetmiyorum bile çocuk yaşta okula gitmesi oyun oynaması gereken yaşlarda iş hayatına atılmış zoraki evlendirilip yaşamasını sürdürmeye çalışan çocuklarımız !!!

 

Neden peki toplum olarak en büyük kaybımız eksiklerimiz neler en başında sevgisizlik, ilgisizlik, düşüncesizlik geliyor sevgi veremediğimiz çocuklarımız

Geleceğin en büyük tehlikesi olarak büyüyor ve sonra yine aynı olaylar durmak bilmiyor şiddet sadece kadına değil kendi hem cinslerine hayvanlara topluma en büyük şiddet meyilli gençler yetişiyor,  bir ebeveyn olarak yargıyı sorgulamadan önce kendimizi sorgulamamız gerekiyor doğru çocuk doğru gençlik yetiştirdik mi diye? Ailenin terbiye edip yetiştiremediği topluma kazandıramadığı bir genci kim veya kimler nasıl kazandıracak en büyük etki ailenin çocuk üzerindeki sevgi ve ahlaki yetiştirme şeklindedir.

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir