Eklenme tarihi: 07/03/2019 – 11:23

Son güncellenme tarihi: 15/02/2023 – 17:50


Bu yazıyı kaleme alırken şöyle bir takvime bakıyorum ve seçime sadece 24 gün kaldığını görüyorum. Dolu dolu, tam 24 gün. Köy gezilerinde, ev ziyaretlerinde, esnafla buluşmalarda ter döken kendini yarışa kaptırmış adayların zaman zaman ince hesaplar yapacağı, zaman zaman bel altı vuruşların olacağı tam 24 gün.

“Bu partinin adayı şöyle, şu partinin adayı böyle” diyerek tek tek adaylardan bahsetmeyeceğim zira adayların tamamı bilindik ve kalitesini ispatlamış, hepsi Gemlik’te yıllar yılı tanınmış ve kendilerinden iyi bahsettirmeyi başarmış isimler. Bu da ister istemez benim sürekli “Mutsuz Gemlik Halkı” olarak nitelendirdiğim halkın umutlanmasına, beklentilerinin yükselmesine, artık değişime hazırlanmasına sebep oldu.

Peki 1 Nisan’da gökten huzur ve mutluluk yağışı mı bekleyeceğiz?
Yoksa 1 Nisan şaka gibi bir gün mü olacak?

Gemlik’in ihtiyacı vizyon sahibi bir belediye başkanı ve kurmayları.
Gemlik’in ihtiyacı “Ben” demeyen “Hemşehrim” demeyen yöneticiler.
Gemlik’in ihtiyacı “Yaptık oldu işte” demeyen bireyler.
Gemlik’in ihtiyacı hizmet ederken halkın da sesini duyabilenler.
Gemlik’in ihtiyacı biraz mutluluk.

“Neden böyle oldu?” diye sordunuz mu kendinize hiç? Sonuçta bugün yaşadıklarımızın sorumlusu biraz da bizleriz. Ancak körelmiş zihinlerle, tek bir zümreye, tek bir bakış açısıyla hizmet etme anlayışı da buna sebep oldu. Yine de zarfları sandığa atarken içindeki mührün hangi kolonda durduğunu yalnız biz biliyoruz. Unutmamak gerek. İğneyi kendimize batırmadan Gemlik’i kurtarmak pek mümkün görünmüyor. Ya da “Ben o partiye oy attım” “Ben bu partiye oy attım” demek bizi rahatlatabilir mi sizce?

Yok bu da olmadı. “Bütün Gemlik Halkı aynı gemideyiz”

“Zeytinin Başkenti”, “Körfezin İncisi” gibi sıfatlar şu an yaşamakta olduğumuz şehir kadar büyük ancak vizyonu kasaba kadar küçük Gemlik’in kendisiyle pek de alakası olmayan sıfatları. Bizim mahallede yaşayan Selim Amca’nın bu kavramlardan pek haberi yok maalesef.

Selim Amca demişken biraz bahsedeyim.
Selim Amca ne inci bilir ne de zeytini. Tek istediği emekliliğini geçirirken yaşadığı yerde huzurlu olmak; torunlarıyla gezerken bu anın tadını çıkarmak. Yani beklentisi sadece biraz mutluluk. Selim Amca’ya göre olması gereken, çağdaş bir ülkenin halkına biraz huzur biraz mutluluk sağlayabilmesi.

Ben bu kez farklı olacak diye umuyorum. Ancak şimdilik sadece umuyorum. Belediyeleri yönetenlerin partiler değil de, bizim gibi insanlar olduğunu hatırlayacağımız günlerin geleceğini umuyorum. Seçtiğimiz insanların zihniyeti, vizyonu, anlayışı neyse yaşadığı yeri de öyle yapma hâli bitecek diye umuyorum. Selim Amca iyi bilir; sonuçta yılların tecrübesi. Bir yönetim gelir doğalgaza kavuşursun, bir yönetim gelir mahallenden belediye otobüsü geçmez. İşte bu noktada seçmenlerin de Selim Amca gibi bunu bilmesi gerekiyor. Seçeceği adayın “Ben yaptım oldu” demeyeceğini, eleştirilere açık olacağını, halkın mutsuzluğuna çözüm bulacağını ve eğer projelerini sadece kendi anlayışı ışığında yaparsa herkese erişemeyeceğini bilen bir aday olması gerektiğini görmesi gerek.
Adaylar vatandaşın oyunu toplayabilmek için vizyonlarını, projelerini ve kendilerini anlatıyorlar ancak ne olursa olsun kimsenin koltuğunu garantiye alamayacağını anlatmak da vatandaşın görevi. Bu dönem adayların işinin biraz daha kolay olduğunu düşünüyorum. Ne yapmaları ya da ne yapmamaları gerektiğini son beş seneye bakarak çok rahat görebilirler. Sadece Gemlik Halkı’nın üzerine serpilmiş ölü toprağına üflemeleri gerekiyor. Her kesimin başkanı olmaları, problem çözme anlamında ekipleriyle odaklanmaları ve yalnız kendi fikirleriyle değil kolektif düşüncelerle istişare içerisinde proje üretmeleri gerekiyor.

Çünkü Selim Amca’nın şimdilik marinaya ihtiyacı yok.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir