Eklenme tarihi: 09/10/2023 – 15:42

Son güncellenme tarihi: 09/10/2023 – 15:42


KAYBEDİYORUZ

Bir taraftan Kaybediyoruz, bir taraftan kutluyoruz.

Kaybederek kutluyoruz.

Değerli okurlarım,

İnsanlığın elinden tüm değerlerini söküp aldılar.

İnsanlık her şeyini kaybederken, nasıl kaybettiğini, neleri kaybettiğini, kaybettiğinin ne olduğuna hala uyanabilmiş değil.

Bizler geçmişine bağlı, aile kavramı olan kültürüne ve değerlerine sımsıkı bağlı insanlardık. Ne oldu bize de kültürümüzü, vatanımızı, bayrağımızı, ailemizi kaybettik.

Andımızı kaldırdık.

TC tabelalarını kaldırdık.

Vatan, bayrak, milliyetçilik duygularını yok ettik.

İnsanlar bir araya gelince yapılan hoşsohbetlerin hiçbiri kalmadı.

Haksızlıklara karşı çıkan toplumumuz artık hiçbir şeye tepki vermiyor.

İyiliği, hoşgörüyü, saygıyı yitirdik.

Bugün bir arkadaşımla ülkemizin sorunları hakkında sohbet ederken bana anlattıklarından kanım dondu, insanlığımdan utandım ve dedim ki biz ne ara bu hale geldik, bizi bu hale kim getirdi? Bu şaşkınlık nedeniyle bu yazıyı kaleme aldım.

Arkadaşım Belçika ziyaretinde bir işsiz kişiyle tanışıp sohbet etmeye başlamış, işsiz olduğu için nasıl geçindiğini sormuş? İşsiz olan da “Benim geçinmemde bir sıkıntı yok devlet maaş veriyor ve verdiği maaş çalıştığımda aldığım maaşın çok az altında, benim sıkıntım geçim değil, benim sıkıntım devletime faydalı bir vatandaş olamamamda, ben aylardır istediğim işi bulamadığım için çok üzgünüm, bana bedava para veriyor ve ben utanıyorum, onun için ben de gidip umumi tuvaletleri yıkayarak devletimin bana verdiği parayı ödemek istiyorum. ” diyerek gönüllü olarak tuvalet yıkamaya devam ettiğini söylüyor. Ülkemizde ise;

Nice durumu iyi olup da yeşil kart çıkartıp devletten bedava maaş alanlar, 3,4 ayrı kurumdan maaşa bağlananlar, haksız kazanç elde edenler… Var.

Şimdi Belçika da yaşayan bu işsiz vatandaş bize göre, müslüman olmadığı için, cehenneme gidecek, Müslüman olan ülkemde de şadırvanlardan musluklar çalınmasın diye kilit vuranlar cennete gidecek öyle mi?

Yanmayan terlik satanlar, kefen satanlar mı cennete gidecek?

Cemaat yurtlarında çocuklara tecavüz edilirken bir kereden bir şey olmaz diyenler mi cennete gidecek?

Değerli okurlarım,

Cumhuriyetin 100. Yılını kutladığımız şu günlerde, organize suçlarda Avrupa birincisi, enflasyonda dünya liginde son beşin içinde, kara para ekonomisinde dünyada gri listede, ülke tarihinde batıya beyin göçünün en fazla olduğu dönemdeyiz, ifade özgürlüğünde yerlerde süründüğümüz,  ekonominin adeta bir enkaza dönüştüğü, doğal yaşamın mahvedildiği, gelir adaletsizliğinin tavan yaptığı, bir dönemde ülkemizin 100. yılını kutluyoruz.

Bugün cumhuriyeti bize armağan edenlerin bıraktığı laiklik tartışılıyor, şampiyon olan kızlarımızın resimleri paylaşılırken bacakları görünmesin diye abuk sabuk işler yapılıyor ve laf ediliyor, bugün ülkemizde kız çocuklarının ilkokula kayıtlarında yüzde on düşüş var. Bugün ülkemizde kadınlar hiç uğramadığı kadar fazla şiddete uğruyorlar, çocuklar hiç uğramadıkları kadar istismara, cinsel tacize uğruyorlar. Ülkemin başkentinde bombalar, silahlar patlıyor, ülkemin sınırları deyim yerindeyse delik deşik olmuş, kimin girdiği, kimin çıktığı belli değil, gelen mülteci mi, terörist mi belli değil, sokaklar adeta yangın yeri, çocuklar parklarda güven ortamında oyunlarını dahi oynayamıyor, sokağa, bakkala tek başına gidemiyor, kimin kaçıracağı belli değil, başına ne iş geleceği bilinmiyor ve böyle bir ortamda bizler yüzüncü yılımızı kutlamaya hazırlanıyoruz.

Biz 100. Yılda bambaşka bir ülke hayal ederken, nasıl oldu da biz bu hale geldik?

Hiç düşündünüz mü?

Yüzüncü yılını kutlayacağımız ülkemizde bugün parlamenter sistem yok ve bir daha parlamenter sistemin gelmesi de imkânsız gözüküyor.

Çünkü; parlamenter sistemi ortadan kaldıranlarla, parlamenter sistemi geri getireceğim diyenler aynı kişiler ve birlikte çalışıyorlar.

Yönetimler, ekonomik olarak satın alma gücünün gittikçe azalacağını bildiği halde halklarına masallar anlatmaya devam ediyor.

Medya organları “yönetim artan kira fiyatlarının önüne geçmek için yeni bir çalışma başlattı.” diyor. Halk ise bunun bir masal olduğunu biliyor.

Sistem; Allah’sız ve namussuz bir düzen inşa ederek, yalanlar ile başlayıp, ihanetler ile devam eden, hayvandan daha aşağı bir varlık olarak insanları kendine esir etti.

Bu mudur sizin sisteminiz?

Bu mudur sizin yenilik dediğiniz?

Böyle mi yüzüncü yılımızı kutlayacağız?

Ülkemiz, bu kadar büyük kötülükleri insanlara reva gören, küreselcilerin maşalarına hizmet eden, seyirci kalan, kandırılan, korkan, inkar eden ve kurtarıcı bekleyenler yüzünden cehenneme sürükleniyoruz.

Zulüm ve baskı adam öldürmekten daha kötüdür. (Bakara/217)

Artık uyanma zamanı geldi. Kendi değerlerimize, kültürümüze, birliğimize ve insanlığa dönme zamanı geldi. Yüzüncü yılımızı kutlamadan önce, kaybettiklerimizi hatırlayıp, yeniden kazanma yolunda adım atmamız gerekiyor. Aksi takdirde, insanlığımızı kaybettik, geleceği de kaybetmeye devam edeceğiz.

 

EğitimciYazar

Soner Atabek

2 thoughts on “KAYBEDİYORUZ!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir