Eklenme tarihi: 14/11/2022 – 10:10

Son güncellenme tarihi: 27/02/2023 – 0:57


İNANÇ SÖMÜRÜSÜ

 

Merhaba değerli okurlarım

 

Bugün sizlerle inanç sömürüsü hakkında konuşmak istiyorum.

Hazırsanız başlayalım.

 

İki şekilde sömürü vardır;

Birincisi inanç sömürüsü,

İkincisi duygu sömürüsü.

Bir çoğumuz hayatın pek çok yerinde duygu sömürüsüyle ve inanç sömürüsüyle karşılaşırız.

Duygusal şantajdır bu.

Kimileri insanları daha fazla para kazanmak için sömürür, kimileri gücünü artırmak için, kimileri politika için, kimileri ise bireysel çıkarları için sömürür.

Önemli olan da sebep değil sonuçtur. Yani nasıl sömürüldüğün ve en sonunda sana ne olduğu önemlidir.

Eğer sömüren, senin ruhunu tüketecek kadar emiyorsa, o zaman sana yaşayacak kadar mutluluk ve umut bırakmayabilir.

 

Değerli okurlarım;

 

Bazıları ülkemizde dini inançları sömürür,

Bazıları Atatürk gibi önem verdiğimiz değerleri,

Bazıları milliyetçilikten sömürür,

Bazıları tarikatlardan sömürür,

Sömürür de sömürür yeter ki bir boşluk hissetsin…

 

Allah, Ömer, Ali, Muhammet diyerek kandıran dilenci de siyasetçi de aynıdır, ikisi de ruhani duygulara ateş ederek insanları sömürür.

Biri üç kuruşunu alır, diğeri bir milletin her şeyini alır.

Sevgili okurlarım bizlerin yıllardır sorunları bitmiyor…

Aslında bizlerin ne türban sorunumuz var ne Kürt sorunumuz var ne o, ne bu sorunumuz var.

Bizim asıl sorunumuz sömürülme sorunumuz var, başına türlü maskeler takarak bizlerin karşısına gelip bizleri nasıl sömürdüğünün sorunu var.

Sömürülmeyi seven bir toplumuz

 

Nerden mi biliyorum çiftlik bank ve Fadıl Akgündüz gibi olaylar ve niceleri… Bize gösterdi ki ne kadar sömürürsen sömür, ders almayan ilginç bir kesim var.

Yıllardır okuyoruz, duyuyoruz, cenneti peşkeş çekenler, okunmuş terlik satanlar var ve bunlara inananlar …

Ah ah değerli okurlarım bunlar ruh sömürürler, para sömürürler, duygu ve inanç sömürürler, gün gelir hayallerini bile sömürürler.

 

Değerli okurlarım;

 

Bir canlının üzerinde veya içinde yaşadığı başka bir canlıya zarar vermesiyle ortaya çıkan simbiyotik bir ilişki vardır. Bu ilişkiye parazitiz denir.

Bu ilişkide zarar gören birey, konak olarak adlandırılır. Parazitler genellikle hızlı ürerler. Çoğu parazitin duyu ve tutunma organları iyi gelişmiştir; ancak enzim ve sindirim sistemleri iyi gelişmediği için konağa bağımlı olarak yaşarlar.

Tanıdık geldi mi? Sende konaksın. Seni de duyuları ve tutunma organları ile mükemmel kavrayan ve sömüren canlılar tüketiyor.

 

İnanç sömürüsü dendiğinde bazı vakıflar ve dernekler çok başarılıdır. Deniz Feneri’nin Almanya’da yaşattığı olay buna örnek gösterilebilir.

Almanya tarihinin en büyük dolandırıcılık davalarından birisidir. Bu dolandırıcılıkta 2002-2007 arasında Deniz Feneri’nin topladığı 41 milyon 423 bin euronun 16 milyon 882 bini amaç dışı kullanılmıştı.

Değerli okurlarım;

Bazen ise uluslararası duygu ve inanç sömürüsüyle katil iken kurban rolünü oynayanları görürsün. İsrail, Çin, Amerika bu konuda çok açık örneklerdir.

Soykırım ve katliam yapıp mağduru oynayabilen azdır.

Sömürülüyoruz, sömürülüyoruz, sömürülüyoruz…

Kimi insan bakışı ile sömürür, kimisi tek lafı ile… Kimisi şantaj ile duygu sömürür. Kimisi araya adam koyarak, kimisi evladı ile sömürür sevdiğini…  Kimisi sömürecek bir şey bulamasa da artık alışmıştır kan emmeye.

Duygu sömürüsünü öğrenciler bile yapar. Hocam bu sınavdan 60 almazsam, bursum düşer. Babam beni asar.

 

Değerli okurlarım;

Birisi çıkıp duygusal bir konuşma yapabilir, sizi ikna edebilir, Show yapabilir, toplumun ortak değerlerine çok bağlıymış gibi kendini anlatabilir, duygu sömürüsü yapabilir, sürekli hizmet deyip durabilir; ama bu yeterli değildir çünkü bu sadece söylemdir.

Müsaadenizle bir adım ileriye gidiyorum, hatta iyilikte yapabilir, sizi iyilik lede ikna edebilir; ama bu da yeterli değildir…

Ziya Paşa ne güzel demiş; Allah ile aldatan sahtekâr kişiden vefa bekleme! Çok hacıların koltuğunun altından haç çıktı.

Adaletsiz sosyal ilişkiler, sefalet, haklardan yoksunluk, umutsuzluk ve tedirginlik, yığınların sömürenlere karşı güçsüzlüğü, onları mucizelere, doğaüstü yaşam inancına götürür ister istemez; başta sömürü düzeninin getirdiği felaketler, insanları okunmuş terlik, cenneti satın alma, uzaya dört şeritli yol gibi abuk sabuk masallara inanıp kurtuluş beklerler.

Çağdaş dünyamızda medeni(!)batının, sömürü ve sömürgelerine karşı davranışlarına göz atılacak olursa, onların bu medeniyet ve çağdaşlık pençelerinde kıvranan zavallı milletleri insani ve milli haklarıyla şeref ve onurlarını nasıl vahşice çiğnedikleri, onları kendi medeniyetlerinden nasıl mahrum bıraktıklarını görülecektir.

Sabahattin Ali’nin değimiyle;

Nerede yoksulluk varsa, orada sömürü vardır.

Bir millet durup dururken yoksul olmaz.

Sömürüldüğü için yoksul olur.

 

Genel olarak insanlık tarihi bir uygarlık ve aydınlanma masalından çok bir kıtlık, ıstırap ve sömürü hikayesi haline geldi.

Mustafa Kemal Atatürk derki;

Bir ulusun bireyleri düşünür olmadıkça, kitleler istenilen yöne çekilebilirler.

 

Sömürüsüz güzel bir dünya dileğiyle ….

 

Hepinizi saygı, Sevgi ve muhabbetle selamlıyorum

 

Eğitimci – Yazar Soner Atabek

About Author

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir