Eklenme tarihi: 19/01/2021 – 8:45

Son güncellenme tarihi: 15/02/2023 – 17:49


Hande ALYATLI’nın kitabında şöyle bir yazı okumuştum;

“Birine yüzde doksan dokuz güvenmekle yüzde yüz güvenmek arasında dağlar kadar fark var.

Çünkü eksilen yüzde birin nereden eksildiğini bilemeyiz.”

Evet o kadar ince bir soz ki acı ve farkındalığı aynı anda yaşatabiliyor insana…
Kim kime yüzde yüz güvenebiliyor? Birinden, sevgisinden sadakatinden emin olmak gözü kapalı güvenebilmek ne büyük zenginliktir. Oysa neden birine yüzde yüz güven veremeyiz yada yüzde yüz güven duymayız? İnsan…
Hep hüsranda olan ve hüsrana uğratacak olan varlık…
Mutlu olmak için yetecek tek şey birinin sırtını yasladığı dağ olabilmek, ama olmuyor. Güvendiğin dağlara karlar yağıyor. Sen bir kenarda hayretle seyrediyorsun. Bu bir döngü halinde nesilden nesile miras kalıyor. Oysa biri bu döngüyü kırsa “durun ey insanlar güven vermek erdemdir, güven vermek mutlu eder” dese dağılsa gökyüzünden güvensizlik bulutları.
Gökten üç elma düşse biri insanlığa, biri mutluluğa, biri güvenmeye ve herkes sonsuza kadar mutlu yaşasa…
Ama yok öyle bir dünya, kim kimden ne kadar mutluluk çalarsa o kadar karda sayıyor kendini. Herkes herkese karşı tereddüt içinde.
Çünkü herkesin içinde ölen birileri var…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir